Abdurrahman Câmî, bir dönem İslâm irfanının en nadide eserlerini vermiş, Farsça konuşan dünyada Ekberî tasavvuf okulunun tercümanı olmuştur. Horasan ve Maverâünnehr gibi ilim ve irfan ocakları uyandıran, ilim ve irfan otoriteleri yetiştiren bir coğrafyada bu âlî ilimlerin tahkimatına mühim hizmetlerde bulunmuştur. Dil, tefsir, hadis, fıkıh, akâid ve ahlâk alanında onlarca eser vermiş olmakla beraber, en çok tasavvuf ve edebiyat alanında kaleme aldıklarıyla şöhret bulmuştur.Tasavvuf sahasındaki her biri pek mühim eserlerinden biri, hacmi itibarıyla küçük ancak içeriği bakımından fevkalade bir niteliğe sahip olan Levâyih’tir. Farsça yazılmış bu eser tasavvufun amelî ve nazarî meselelerini öz bir halde muhtevasında toplamıştır. Nüsha farklılıkları göz önünde bulundurulduğunda muhtelif olmakla birlikte, otuz üç veya otuz altı lâyihadan, yani bölümden oluşan eserin her bölümünde rubâîlere yer verilmiştir. Birçok eserinde olduğu gibi Câmî, Levâyih’te de nesi Devamını Göster