Her şey yeni bir eve taşınmamızla başladı. Üst kattaki komşumuzun kedisini sevmek için gide gele hem merdivenleri aşındırdık hem de ev sahibini bıktırdık. Baktık ki olacak gibi değil, “Bizneden bir kedi sahiplenmiyoruz ki!” dedik. Düşündük taşındık, gece karar verip sabah vazgeçtik. Sabah, Tamam, deyip gece, Olmaz! dedik. En sonunda bizim de artık ellerimizi ayaklarımızıtırmalayan, sabahları miyavvv sesleriyle bizi erkenden uyandıran, etrafa döktüğü tüyleri süpürmekten belimizi koparan, patilerine yapışan kumlarla tüm evi kum havuzuna çeviren birkedimiz oldu. Öyle kedi sahiplenmekle iş bitmiyor ki! Neticede evimize alıyoruz. Kimdir kimlerdendir bir araştırıp soruşturayım, dedim. Demez olaydım. Koskoca bir sülale çıktı karşıma. Sevimli, masum, tüy yumağı dostlarımızın kimlerle akraba olduğunu görünce çokça şaşırıp biraz da korkacaksınız. Hatta artık kedilere saygıda kusur etmeyeceksiniz. N Devamını Göster